Hakkımızda

DÜN ÇOKTAN DÖNDÜ BURLARDA 

VE SEN SİMSİYAH GECENİN KOYNUNDA

YAPAYANLIZ BEKLİYORUM

DUYUYORUM GÖRÜYORUM BİR GÜN GELECEK

DÖNENCE BİLİYORUM.

• Ekinoks ismi Barış Manco' nun Dönence (Ekinoks)  şarkısının sözlerinden esinlenerek  çıktı . (Ekvator çizgisinin 23' 27 '' derece kuzeyindeki ve güneyindeki enlemlere Yengeç ve Oğlak Döneneceleri denmektedir.) 21 Haziran'da Güneş dönenceye dik gelir ve kuzey yarım kürede yazın başlangıcı sayılır . Güney yarım kürede  ise aynı tarih kışın başlangıcıdır .
• Barış Manco bunu yaşamımızın çelişkileri ve ikilemleri içinde ' umutlarımızın başlangıcı ve doğuşu olarak  tanımlamıştır.

        HAYATINIZININ EN BÜYÜK AŞKI SİZSİNİZ 

• (Bu yıl kendinize hediye olarak, telefonunuzu bir üst modele geçirmek yerine , bizimle bir haftalık  gezi ve eğitim hediye edin. )
•              Oluşumumuz  yalnız bir yelken okulu değil, bir yaşam tarzı simülasyonudur . 
• İnsanoğlunun yanılgısı Doğayı ve  hayatı yönetebileceğini zannetmesidir. 
• Onun bir  döngüsünü bulabilirsek , bununla birlikte önce ona saygı duyarsak , ritmini ve  onun müziğini dinler ve hissedersek , onun desteğiyle  ondan yararlanabiliriz . Karşı koyar ve diretirsek yıpranırız ve yıpratırız .
• Deniz de doğanın bir parçası ve birebir bir hayat ve yaşam örneği değil midir ? Ona saygı duymayı öğrenmeli ve hedefimizi tespit etmeliyiz. Onun döngüsü içerisinde hedefimize her gün biraz daha yaklaşmalıyız (yıpranmadan yıpratmadan).
•        Şu anki sistem bizden hızlandırılmış bir yaşam talep ediyor. Devamlı ulaşılması gereken  bir ihtiyaç varmış hissi ile, sahip olduklarımızın mutluluğunu yaşayamadan , yeni hedef için çalışmaya ve koşmaya mecbur ediliyoruz ,  sisteme yetişemedik ve zaman kalmadı hissi içerisindeyiz .  Şu anki sistem ve düzen bizi tüketmeye odaklıyor. Sanki hayatımızda kaçan birşeyler varmış gibi suçluluk ve eksiklik hissi içinde yaşatılıyoruz .
• Yeterli  bir ortamda da, bütün fazlalıklardan uzak, mutlu bir hayatın var olabileceğini, bizi hızlı yaşamaya mecbur eden her şeyin kontrolünden çıkıp, şu anki hayatın zorlamalarından, acele ediyormuş gibi gösterilen hayattan, acele hazırlanıp tüketilen gıdalardan, mecburiyetlerden uzak , yaşam hızımızı, döngümüzü kendimizin ayarlayabildiği bir düzeye getirebilecek örnek bir ortam hazırladık . 
•   (HAYATLARA İPEKSI BIR DOKUNUŞ ) 
• Biz, sorulara cevap  vermek yerine, sizin kendi sorularınızı oluşturmanıza ve vereceğiniz bir karara ışık tutabileceğimizi umut ediyoruz.
• Soluklanmak isteyen herkesi eğitimlerimize bekliyoruz .

           YEMEKTEKI SLOGANIMIZ KISMETTE  NE VARSA!!!

• Biz tercihimizi gücünü hızdan alan Fast Food yerine, Carlo Petrini tarafından 1989 yılında İtalya’da başlatılan Slow Food hareketinden  yana kullanıyoruz. Slow food yaklaşımı sadece doymanın değil, lezzet almanın da bir insan hakkı olduğunu savunur ; üretici haklarının korunmasının ve yaşam koşullarının iyileştirilmesinin gastronominin bir parçası olduğunu vurgular. Slow Food hareketi kendine sembol olarak ‘SALYANGOZ ’u seçer. Hayat içinde sürekli yiyerek ağır ağır ilerleyen salyangoz bir anlamda insanoğlunun yolculuğunu da temsil eder. Yavaş, temkinli ancak kararlı ilerleyen ‘Salyangoz’ cüssesinden beklenmeyecek mesafeler aşar, aynı zamanda geçtiği yerlerde iz bırakır.
• Akdeniz ve Dünyada o gün  için  gezdiğimiz  bölgenin   yöresel  yemek kültürünü yine yelken yaparken dönemsel ve yöresel malzemeleri kullanarak paylaşmak istiyoruz. Denize  çıkan  yelkenciler   karın doyurmak için , bir plan  içerisinde tekneyi  marketlerden temin ettikleri ( gerekli/ gereksiz ) gıda  ile doldururlar . Malzemeleri supermarketlerden değil ,  Bir gün önce  hiç bir nakliye görmeden  üretildikleri ya da avlandıkları bölgenin yerel pazarlarından günlük olarak  temin edip, yöresel tariflere  ve  Aşçının dokunuşları ile  hazırlayarak keyfini çıkartmak bizim benimsediğimiz yoldur  . Bir taraftan yelken yaparken, diğer taraftan yemek için hızlı ve pratik çözümler yaratmak yerine, gastronomiye değer veren, lezzetli, doğal, yerel mutfağı destekleyen bir yaklaşım da hayattan zevk alan yelkenciye yakışır. 
• Yerel pazarlarda kendi mahsulünü tazecik satan köylülerle sohbet aslında bölge insanı ve yemek kültürleri hakkında da çok bilgi verir. Kimi zaman badem, sakız ya da kabak çiçeği ile karşılaşabiliriz. Sürpriz bir şekilde bulunan malzemenin verdiği ilhamla yeni lezzetler denemek de mümkün ve eğlendirici.
• Akşamları Rotamızdaki bölgelerde  , özellikle kendi arka bahçesinde  yetiştirdikleri veya kendi kayıkları  ile yakaladıklarını hazırlayan ve sunan Lokal Lokantalarda lezzet deneyimleri yaşamak da oldukça keyiflidir.